Üniversitemiz öğretim üye, öğrenci ve idari personeline açıktır. Katılımcılara katılım belgesi verilecektir. Katılım için kayıt olmak gereklidir. Kayıt için aşağıdaki linke tıklayıp Üniversitemiz Teams hesabınızla oturum açınız. Kaydolduktan sonra seminer gün ve saatinde aynı linke tıklayarak Teams üzerinden toplantıya katılabilirsiniz:
Kayıt ve katılım işlemleri hakkında detaylı bilgi almak için "Kayıt ve Katılım Sunusunu" inceleyebilirsiniz.
Özet:
Kurtuluş Savaşı’nda ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda önemli bir dönüm noktası teşkil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı 23 Nisan 1920 tarihi, aynı zamanda milli egemenliğe adım atışımızı ifade ettiğinden milli tarihimizde önemli bir yere sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ne zorluklarla kurulduğunun hatırlanması, milli egemenlik kavramının değerinin anlaşılabilmesi ve milletin egemenlik hakkını koruma bilincini pekiştirmek açısından 23 Nisan gününün milli bayram olarak kutlanması önem taşımaktadır. İşte bu yüzdendir ki “Ya istiklal ya ölüm!” parolasıyla mücadeleye girişen Türk Milleti’nin, varoluş mücadelesine kendi kaderine sahip olarak devam etmesinin başlangıcı olan gün, Atatürk tarafından Türk çocuklarına bayram olarak hediye edilmiştir. Bu şekilde yeni nesillere tarih bilinci aşılanması, özgürlük ve milli egemenlik düşüncelerinin yer etmesi amaçlanmıştır.
Atatürk’ün bizzat kaleme aldığı Nutuk, adım adım Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet’in kuruluşuna giden süreç ile inkılâpların hayata geçirilişini, onurlu bir yaşamın ancak milli hakimiyete dayanan kayıtsız şartsız tam bağımsız bir Türk devleti kurulması kararına dayandığını anlatan bir eserdir. Bu yüzden milli hakimiyet ilkesinin gerçekleştirilmesi için Atatürk ve yol arkadaşlarının ne gibi mücadeleler sergilediklerini, Atatürk’ün anlatımıyla Nutuk’tan özetle sizlere aktarmaya gayret edeceğim.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için Samsun’a ayak bastığında amacı; “…Millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak!” idi. Kurtuluş savaşının parolasını ise; “Ya istiklal ya ölüm!” olarak belirlemişti. Atatürk o günlerin şartları gereği uygulamayı safhalara ayırarak olayların akışından yararlanarak, milletin duygu ve düşüncelerini hazırlayarak, basamak basamak hedefe ilerlemeye gayret etmişti.
Havza’da 28 Mayıs’ta yayınladığı genelgeyle, milletteki direniş ruhunu uyandırmış, 21-22 Haziran 1919'da Amasya tamimi ile açıklanan, “Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesi ile milli egemenlik kararını ilk defa halka açıklamıştır. Erzurum ve Sivas kongre kararları arasında yer alan; “Kuva-yı Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır” ifadesi millî hâkimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak yolunda atılan önemli bir adımdır.
Atatürk, “Selahiyeti fevkaladeyi haiz (olağanüstü yetkili) bir Meclis” sıfatı ile 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılmasını sağlayarak, milli egemenliğe dayalı demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. 20 Ocak 1921'de, TBMM'nin kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 1. maddesine göre; "Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir. Yönetim şekli, halkın mukadderatını bizzat ve fiili olarak yönetmesi ilkesine dayanır."
1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla egemenliğin milletin kendisine ait olduğu düşüncesi güçlü bir şekilde ortaya konmuştur. Nihayet Millî Mücadele’nin askeri boyutu zaferle sonuçlandıktan sonra 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilerek Atatürk’ün en başından beri hedeflediği ve uygulanmakta olan rejimin adı konmuş, milli egemenlik ilkesi gerçekleştirilmiştir.
Dr. Öğr. Üyesi Ayhan CANKUT
1967 yılında Kırıkkale’de doğdum. İlkokul ve ortaokulu Çorum-Osmancık’ta tamamladım. Daha sonra 1985 yılında Kuleli Askerî Lisesi’nde, müteakiben 1989 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun oldum. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı’nda 2006 yılında yüksek lisans eğitimimi, 2014 yılında doktora eğitimimi tamamladım. 2016 yılından itibaren Çağ Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümünde Dr. Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktayım. Evli ve iki çocuk babasıyım. Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ve başta Kıbrıs meselesi olmak üzere Türkiye’nin milli meseleleri üzerine çalışmalar yapmaktayım.